21 Mart 2015 Cumartesi

KALEM'İN KEYFİYETİ VE İNSANLAR ÜZERİNDE Kİ ETKİSİ

     İnsanoğlu yapısı gereği kendini farklı şekillerde ifade etme yetisine sahip bir varlıktır. Onu diğer varlıklardan farklı ve üstün kılan bir unsur da budur. Bu ifade şekli insanda, bazen söylem, bazen eylem, bazen de ima ve işaret yolu ile tezahur eder. Allah cc Kur'an-ı Kerim'de "insanı yarattı, ona beyanı öğretti"(1) buyurarak, insana, düşüncesini konuşma yolu ile beyan etme özelliği lütfetiğini ve " O rabb ki, kalemle yazmayı öğretti"(2) ayeti ile de, insana kalemle yazı yazma kuvvetini vermek suretiyle, düşüncelerini yazılı bir şekilde izhar etme becerisini  bahşettiğini bildirmiştir.

     Kalem kelimesi temelde "tırnak kesmek, kendisi ile yazı yazılan alet ve karıştırtılan kumar oku"(3) gibi anlamları havi olup Kur'an-ı Kerim'de 4 yerde geçmektedir. Kalemin Kur'an da zikredildiği en belirgin ayetlerin başında yine o sure'ye kendi adını verdiği kalem suresinin ilk ayeti gelmektedir. Allah cc burada, "Kaleme, yazmakta oldukları şeylere and olsun ki"(4) hitabıyla, kalemin insan hayatında ki önemine ve dinde ki konumuna kasem etmiştir. Allah'ın bir şey üzerine yemin etmesi, onun teşrif edilmesi için yeterli bir sebeptir. Zira kalem bir çok hikmeti var olmakla beraber, İbni Abbas'ın r.anh talebesi olan katade'nin de dediği gibi " Kalem yüce Al­lah'tan gelmiş pek büyük bir nimettir"(5). "Eğer o olmasaydı ne bir din dimdik ayakta dururdu, ne de hayat düzene girerdi. Yüce Allah, kullarına bilmedik­lerini öğretmiş olmayı, onları cahilliğin karanlığından ilmin aydınlığına çıkar­mayı lütuf ve kereminin kemaline delil göstermiş, kendisinden başka hiç kim­senin bilemeyeceği kadar pek büyük faydalar ihtiva eden yazma ilminin üs­tünlüğüne dikkat çekmiş olmaktadır. İlimlerin kaydedilmesi, hikmetlerin yazılması, öncekilerin haber ve görüşlerinin tesbiti, Allah'ın indirilmiş kitap­larının yazılması, hep yazı ile gerçekleşmiştir. Eğer yazı olmasaydı din ve dün­ya işleri doğru bir şekilde ayakta duramazdı"(6)Fahrettin razi ise " kalem sayesinde, karşınızda olmayan uzaktaki kimseler, adeta muhatap gibi olurlar. Böylece kişi, bu kalem sayesinde, dili ile yanındaki kimselere bir şeyler öğretebildiği gibi, uzaktakilere de anlatma imkanını elde eder (7)diyerek bir inceliğe işaret etmiştir. 

     Bu ayette zikredilen kalemin hangi kalem olduğu hususunda farklı görüşler ileri sürülmüştür.İmam Taberi bu ayetin tefsirinde İbni Abbas'tan rivayetle şöyle der: Allah'ın ilk yarattığı şey kalemdir. Sonra ona yaz dedi. Kalem: ne yazayım yarabbi, deyince Allah cc: kıyamete kadar vuku bulacak herşeyin kaderini yaz" buyurdu(8). İmam kurtubi bu hususta şöyle der: İlim adamlarımız der ki: Kalemler aslında üç tanedir. Birinci kalem yüce Allah'ın kendi eliyle yaratıp, yazmasını emrettiği kalemdir. İkincisi Meleklerin kalemleridir. Allah, bu kalemleri onların ellerine vermiştir. Onlar da bu kalemlerle takdirleri, olacak şeyleri ve amelleri yazarlar. Üçüncü kalem in­sanların kalemleridir. Allah bu kalemleri insanların eline vermiştir. Onlar da bu kalemlerle kendi sözlerini yazarlar ve onlarla maksatlarına erişirler.(9) 

      Fahrettin Razi  bu konu da "Kendisine yemin edilen şey, cins olup, bu da, semada ve yerdekilerin, sayesinde yazı yazdıkları bütün kalemleri içine alır"(10) diyerek, tefsirinde "birinci görüş" olarak bunu deklare etmiştir. Esasen bu kalemin, insan kalemini de ihtiva ettiğini gösteren farklı görüşler de varid olmuştur. İbni Abbas başta olmak üzere, Hasan-ı basri ve Katade  Kalem suresinin başında ki "nun" harfinin divit ( yazı hokkası) anlamında olduğuna dair beyanları mevcuttur (11). Alak suresinde ki " O Allah ki kalemle yazı yazmayı öğretti" ayeti ile birlikte ele alındığında, böyle düşünülmesinde bir sakınca olmadığı da ortaya çıkmış olur. Çünkü divit ile kalem birbirinin levazımıdır.

     Kalem sahiplerinin bir toplumun inşasında, karakterine etki etmede, inancına ve kültürüne yön vermede büyük bir role sahip oldukları gizlenemez bir gerçektir. Ki tarih bunun en büyük şahididir. 1400 seneden bu yana insanlar kalem sahiplerinin yazdıkları ile inançlarını, amellerini dizayn etmişler ve teamüllerini buna göre belirlemişlerdir. Bu ümmetin can damarı olan ehli sünnet ulemasından bize tevarus eden müktesebat, aradan asırlar geçmesine rağmen hala o canlılığını korumakta, İslam'ın o saf, duru halini damarlarımıza zerk etmektedir.

     Kalemleri ile toplumu müspet olarak etkileyenler olduğu gibi, menfi olarak etkileyenlerin varlığı da azımsanmayacak kadar çoktur. Bunlar, dini bir takım kavramlar üzerinden tahrifatlar yaparak, bunları biricik hakikatmiş gibi sunarlar ve insanların düşünceleri üzerine etki ederek onların inançlarına yön verirler. Allah cc bu gerçeği bize şu şekilde beyan eder. " Artık o kimselerin vay haline ki, kendi elleri ile kitap yazarlar da, sonra biraz para almak için 'bu Allah katındandır' derler. Artık vay o elleri ile yazdıkları yüzünden onlara, vay o kazandıkları vebal yüzünden onlara"(12). Elmalılı hamdi yazır der ki: " hakikatları tahrif eden yalan yanlış yazılarla, propagandalarla halkı aldatarak haktan uzaklaştırmanın akibeti ne kadar korkunçtur. İnsanları ebedi azaba sürükleyen bu dolandırıcılığın vebali karşılığında dünyanın o süfli kazançları, uhrevi azabı ne kadar ağırlaştıracaktır" (13). İbni Kesir ise bu konuda İmam Süddi'den şunu nakleder. " Yahudilerin içinde bir grup vardı kafalarına göre kitap yazıyorlar daha sonra da bunu araplara satıyorlar ve Allah katından olduğunu söylüyorlardı. Bunu da az bir para kazanmak için yapıyorlardı" (14). Ehli kitabın tarih seyri içerisinde dinlerini nasıl tahrif ettikleri ve bir toplumun itikadı üzerinde nasıl etki ettikleri ehlinin malumudur. Onu burda uzun uzadıya anlatmanın bir anlamı yoktur.
     Hasılı kelam aynı sıkıntının bu gün de yaşandığını söylemek izahtan varestedir. Bazıları adeta ehli kitabı bu konuda kendine rehber edinmiş ve onların girdiği her delikten girmek için çaba sarfetmektedir. Onlar bir takım hakikatları örtbas etmek için dillerini eğip büktükleri gibi kalemlerini de eğip bükmektedirler. Devam edecek..

(1) Rahman suresi, 3-4
(2) Alak suresi, 4
(3) Rağıp el-isfehani, kalem maddesi
(4) Kalem suresi, 1
(5) İmam kurtubi, Kalem suresi 1. ayetin tefsiri
(6) Aynı yer
(7) Fahrettin razi, mefatihul ğayb, kalem suresi 1. ayet tefsiri
(8) Taberi tefsiri, Kalem suresi 1. ayet tefsiri
(9) İmam kurtubi, alak 4. ayet tefsiri
(10) Fahrettin razi, mefatihul ğayb, kalem suresi 1. ayet tefsiri
(11) Taberi tefsiri Kalem suresi 1. ayet tefsiri
(12) Bakara suresi, 79
(13) Hak dini Kur'an dili, 79. ayet tefsiri

(14) İbni kesir, Bakara suresi, 79. ayet tefsiri