17 Ocak 2016 Pazar

Bir Kelamı kullanmak (bir manaya hamletmek) onu ihmal etmekten (geçersiz kılmak) daha evladır

Hakiki ve mecazi bir manaya hamli mümkün oldukça, bir kelamı ihmal etmek ve manasız bir şekilde itibar etmek caiz değildir. Zira kelamı hakiki manasına hamletme hususunda bir taazzur yok ise, kelamda aslolan hakikat olmasıdır. Mecaza hamledilmez. Bundan maksat: kelamın kullanımı  hem te’sise hem de te’kide ihtimalli ise, onu te’sise hamletmek daha evladır. Çünkü te’sis bize yeni bir mana ifade eder. Eski manasını içermez. Te’kidi ifade eden şey ise, eski lafzın  manasının  geri verilmesidir

Buna binaen: eğer bir şahıs, sebebini zikretmeden bir başka şahısa yüz riyal borçlu olduğunu ikrar etse ve bununla beraber o borçlu olduğu şahsa bir senet  verse, daha sonra bir başka kimseye ikinci bir defa borcun sebebini zikretmeden o şahsa yüz riyal borçlu olduğunu ikrar etse ve bununla. birlikte ona da bir senet verse, bu kimsenin ikinci ikrarı te’sise hamledilir. Yani: ikinci ikrarı yeni bir borç olarak kabul edilir, ilk borcu için verdiği senede dair bir te’kid olarak hamledilmez.

“Kelam taazzurlu ( kullanışsız ) olduğunda ihmal olunur ( kullanılmaz)”  ifadesi, fıkhi kaidelerden bir kaidedir. Yani: bir kelamı hakikat, mecaz, te’sis veya te’kid manasına hamletmek mümkün değilse, terkedilir. Geçersiz (lağv) olarak kabul edilir  ve o kelam üzerine bir hüküm bina edilmez.


 Bir kimsenin “ filan kimsenin oğlunun  yaş olarak o kimseden daha büyük olduğunu iddia etmesi gibi”. Bu sözün hakiki manasına hamedilmesi mümkün olmaz. Çünkü kendisine çocuk nispet  edilen kişi, ona nispet edilen çocuktan  sene olarak daha büyüktür. Bu hamli geçerli kılacak  ve mecazın doğasına uygun şartların bulunmamasından dolayı, onun sözünün mecaza hamledilmesinin mümkün olmaması da böyledir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder